NECATİGMA = KOLBASTI GENÇLİK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

NECATİGMA = KOLBASTI GENÇLİK

NECATİGMA = SİTEMİZE HOŞ GELDİNİZ...İYİ VAKİTLER GEÇİRMENİZ DİLEĞİYLE...
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

MEHTER TARİHİ

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
ADMİNİSTRATÖR
ADMİNİSTRATÖR
ADMİNİSTRATÖR


Erkek
Yaş : 32 Kayıt tarihi : 25/11/08 Mesaj Sayısı : 746 Nerden : UZAKLARDAN

MEHTER TARİHİ Vide
MesajKonu: MEHTER TARİHİ MEHTER TARİHİ EmptyC.tesi Ara. 27, 2008 11:12 am

MEHTER TARİHİ

--------------------------------------------------------------------------------



MEHTER NEDİR?



Mehter dost, sevgi, birlik ve kahramanlık ocağıdır. Mehteri kendine has özellikleri ile korumak yaşatmak gelecek nesil'e bırakmak her Türk'ün görevidir. Mehter; mızıkacı, çadırcı, kavas gibi muhtelif manalarda kullanılmış bir tabirdir Mehter Farsça " MIHTER" kelimesinin Osmanlılarca ULU-BÜYÜK manasına gelen bir kelimesinden alınmıştır. Dilimizde bu kelimenin Arapçalaştırılmış şekillerinden " MEHTER" kullanılmaktadır.




MEHTERİN ÖNEMİ



Bu konuyla ilgili Evliya Çelebi'nin, Sultan 4.Murat devrinde büyük bir ordu olayını Şöyle anlatır. "Mimarların mı, yoksa mehterlerin mi alayda önceliği konusunda karar verilemez. Bu hususda görüşmek üzere Mimarbaşı ile Mehterbaşı Sultan Murat'ın huzuruna çıkarlar; Mimarbaşı başlar söze: Padişahım! Mehterler pirsiz esnaf olup Cemşid sanatını tutmuş bir alay Deccal kavmidir, biz padişahımıza saraylar, selâtin camileri, köprüler yaparız, İslam ordusunda lüzumumuz, hizmetimiz vardır; elbet mehterlerden evvel geliriz! Der.
Bunun üzerine mehterbaşı da şu iddiada bulunur.
Padişahım! Hangi bir tarafa gitseniz mehabet, şevket, salâbet ve şöhretiniz için, dosta düşmana karşı davul, kudüm, nefir döverek gitmeniz lazımdır. Cenk Meydanlarında gaziler cenge salmak için köslere biz tokmak çalarız ve askeri şevke getirip biz kaldırırız, padişahımız bir şeye üzülse huzurunda oniki makam, yirmi dört şube, yirmi dört sul, kırk sekiz terkip musiki faslı edip, padişahımızı neşelendiririz. Eski hükema; saz ve söz hanende, âdemin gönlüne safa verir, demişler. Biz de ruha gıda verir esnafız. Bahusus ki nerede Resulullah'ın âlemi olsa, orada dabl-ı Al-i Osman bulunmak gerekir...
Bunun üzerine Sultan 4.Murat, mehterlerin mimarlardan evvel geçmesini irade buyurur...



İSTANBUL'UN FETHİNDE MEHTER
MEHTER TARİHİ Mehter1

Fatih Sultan Mehmet, Fethin devam ettiği bir sabah şafakla beraber topçularının yanına gitti. Toplar atılırken, Okmeydanı'na dolmuş binlerce ulema, hep bir ağızdan tekbir getirmeye başladılar. Yüzlerce davul ve zurnadan oluşan devasa bir mehteran düşünün. Osmanlı ordusuyla beraber, savaş meydanında bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul surlarının önüne geldiğinde, 300 kişilik mehter takımında, 100 zurna, 70 davul durmadan çalıyor; kalp ve ruhları coşku ve heyecana getiriyor. Okmeyda'nındaki ikinci mehter de Haliç surlarına hücum eden kıtaların harp şevkini artırıyordu. Gök gürültüsünü andıran korkunç ve insanın içini ürperten sesler çıkarıyorlar, topların seslerini bile susturuyorlardı. Yine Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'a giren muhteşem zafer alayının ortasında, gözlerini yıkılmış surlara dikti, sonra atını ileri sürdü. Maiyet bölükleri, yeniçeri arkasındaki mehteran, davul ve zurnalarını çalarak devirler açıp kapayan, asırlar önce müjdelenmiş olan bu mutlu güne mutluluk katıyor ve cenk havası çalıyordu. Zaferlerden sonra ezan okunur ve mehter çalınırdı.




AVRUPA'DA MEHTER MUSİKİSİNİN NE GİBİ ETKİLERİ OLMUŞTUR


18. Asırdan itibaren birçok memleketlerde mehteran bölüklerinden etkilenerek buna benzer gruplar kurulmaya başlanmıştır.
Bestekâr Mozart ve Haydn da mehter müziğinden ilham alarak meşhur bestelerini meydana getirmişlerdir.
Büyük Alman bestecisi Beethoven'in büyük senfonisinin son bölümü, mehterin kösüyle, davulu ve zurnasıyla seslendirilmiştir. Beethoven'in Türk Marşını mehterin bir cenk marşından adapte ettiği bilinmektedir.
Yine Avusturyalı Bestekâr Mozart'ın, Türk askerlerinin hatıralarını terennüm eden Allah Allah seslerini nakarat halinde kullanarak, Türk Marşı diye bir eser meydana getirdiği de vakıadır.
Alman bestekârı Wagner bir mehter konserini dinlerken heyecanlanmış, kendisini tutamayarak " İşte musiki buna derler" diye mehter hakkında hissiyatını ifade etmiştir.
18. YY. içinde Avusturyalılar ve Prusyalılar, daha sonra Ruslar, Almanlar ve Fransızlar mehter teşkilatından etkilenerek mızıka takımları kurmuşlardır.




"MEHTERİN TARİHÇESİ"



Mehter Dünyanın ilk ve en eski alaturka Ordu bandosudur.
Hun'lar zamanındaki adı Tuğ olan ve vurmalı sazlarla nefesli sazlardan oluşan askeri mızıka okulunun Fatih'ten sonra aldığı isim, Hun'lardan beri Türk savaş tekniğinin vazgeçilmez unsuru olan askeri müziğin amacı, çok uzaklardan duyulan ve gitgide yaklaşan gök gürültüsüne benzer yabancı bir müzmin sesiyle düşmanın moralini bozup savaşacak güç bırakmamak, düşmanı teslim almak suretiyle harbi en kısa zamanda bitirmek ve böylece bir bakıma insan kıyımını önlemektir.
Dünyanın en eski askeri bandosu olan mehtere ilk olarak Orhun Kitabelerinde rastlanmaktadır. Bu kitabelerde “Kübürge” ve “Tuğ” olarak anlatılan askeri bandonun,11. yy. yazılmış Divan-ü Lügat-it Türk’te Hakanların huzurunda müzik yaptığını anlatılır. O zamanlarda küvrük (kös), tomruk (davul), çenk (zil) ve nay-i Türkî adındaki sazlardan oluşan “Tuğ” lar, savaşlarda ve özel günlerde müzik yapmaktaydılar. Ayrıca “Tuğ” Türklerde hâkimiyetin de sembolü olmuştur.
Selçukluların T'abılhâne veya Nevbet hane dediği bu kurumda Hunlardan beri ikisi nefesli, dördü vurmalı altı temel çalgı yer almıştır: İslamiyet ten sonra adları zurna, boru (nefir veya şahnay), çevgan, zil, davul ve kös'e çevrilen yurağ, boygur, çöken, çanğ, tümrük ve küvrük. Savaşta ordunun önünde giden kös, davul, nakkare, zil, çevgan, çalpara, çengi harbi, zurna ve boru gibi yüzlerce vurmalı ve nefesli çalgının çalacağı müzik, savaş, tören ve oyun (spor) amaçları için özel olarak bestelenirdi.


Osmanlı imparatorluğuna Anadolu Selçuk Türklerinden geçmiştir. Şöyle ki Osman Gazi'nin kurduğu Beylik; Bizanslılara karşı birçok önlemli savaşlar kazanmış olup topraklarını genişletmiştir. Bu savaşlar neticesinde Osman Gazi'nin, Selçuklu hükümdarı Aladdin Keykubat'a yararlığını göstermek ve bu savaşlarda kazandığı bazı harp ganimetlerini Selçuklu Hükümdarına hediye olarak göndermiştir. Bu arada İnegöl kalesini de kuşatarak beyliğine dâhil ederek büyütmüştür. Bu olaylardan çok memnun kalan Anadolu Selçuklu Hükümdarı adamlarında KARA BALABAN ÇAVUŞ vasıtasıyla 1284 tarihinde Osman Gazi ' ye bir ferman göndererek kendisini kutlamış ve Emirlik payesi ile İstiklal (EGEMENLİK) sembolü sayılan Tuğ, Âlem Tabıl (DAVUL) Nakkare (ÇİFTENARA) Hakkaniyeti, Adaleti temsilinde Ak (BEYAZ) renkte sancak göndermiştir. Osmanlılarca TABLI ALI'i OSMAN adı ile anılan ilk mehter nevbeti (KONSER) 1289 tarihinde Bileciğin bir kasabası olan söğüdün büyük Mescit meydanında Osman Gazi ve silah arkadaşlarının huzurunda bir ikindi vakti ayakta dinledikleri bir nevbet (KONSER) ile Osmanlının hazarda ve seferde çok büyük hizmetler verecek olan Mehter takımı kurulmuş olur.
Osman Gazi ve silah arkadaşlarının ayak üzre dinledikleri bu nevbet (KONSER) Selçuklu hükümdarına gösterdikleri hürmetten dolayıdır. Bu adet Osman Gazi'den sonraki Padişahlarca da devam etmiştir.
MEHTER TARİHİ Mehter1
HENÜZ (HALEN) VAR PADİŞAHLARDA ADET
AYAK ÜZRE DİNLERLER ÇALINSA NEVBET

Mehter takımı yüzyıllar boyunca 3 kıtada Asya, Afrika ve Avrupa'da hazarda ve seferde önemli görevler yapmıştır. Bilhassa savaşlarda Türk ordularına verdiği heyecan ve kahramanlık ifade eden Mehter musikisi marşları ile Türk ordusu karşısında bunalan düşman orduları Türk Sancağından önce Mehter takımına hücum ederek onu susturup saf dışı bırakma faaliyetlerine girişmişlerdir.
16, 17 ve 18. yy.da yetişen Bestekâr ve icracıları eliyle askeri musiki sanatının zirvesine ulaşan mehter musikisi hem savaşlar, hem Osmanlı elçi veya heyetlerine eşlik eden şatafatlı takımlar münasebetiyle tanındığı Avrupa'da önce ordu birliklerini, sonra da bestecileri etkilemekte gecikmedi. Daha 1683'te Viyana'ya yürüyen Jan Sobieski'nin ordusuna mehter etkisiyle vurmalı çalgı arttırılmış bir askeri bando eşlik etmişti. Batılıların çoğunlukla Yeniçeri müziği anlamına gelen terimlerle adlandırdıkları mehteri ilk uygulayan Lehler oldu (l741): Avusturya, Rusya, Prusya ve İngiltere de arkalarından geldi.
Daha sonra mehter, bünyesinde barındırdığı sazlardaki değişikliklerle kapatıldığı 1826 tarihine kadar gelişmesini sürdürür.
Mehterhane 1828'de II. Mahmut tarafından kapatılmış, bunun yerine III. Selim'in yakın dostu Napolyon'un emekli bando subayı Giuseppe Donizetti'ye Mızıka-i Hümayun adlı Batı kopyası saray bandosu oluşturulmuştur.
Dünyanın ilk askeri bandosunun tekrar yaşatılmaya başlanması ise Eski Yeniçeri bandosunu ve ordusunu sembolik olarak temsil etmek için mehter: 1914 yılında askeri müze bünyesinde yeniden kurulmuştur. Bu dönemde Mehter musikisini icra eden icracılara ek olarak, bir tuğ takımı ile yeniçeri ortalarını sembolik olarak temsil eden tarihi birlikte mehtere ilave olmuştur. Böylece askeri müzede faaliyete geçirilen mehtere tarihi bir hüviyet kazandırılmıştır. 1.Dünya savaşı, Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında askeri müzede varlığını sürdüren mehter: 1935 yılında tekrar kaldırılmıştır.
1952 yılında ise askeri müze bünyesinde Mehter takımını yeniden kurdurularak daha sonraki yıllarda kurulacak Mehter takımlarının da önünü açmıştır. Bu tarihten sonra da Cumhuriyet Türkiye’sinde günümüze kadar yaşatılmıştır.





GÜNÜMÜZ AVRUPASINDA MEHTER


Tarihi " Mehteran Takımı" Almanya'da 1998 yılında Bielefeld ve çevresi Türk kültür ve sosyal hizmetler cemiyeti - Mevlana Cami (Ülkü Ocağı) adına dönemin dernek Başkanı Erdoğan Aktaş tarafından kurdurulmuştur.
Fatih Mehter Takımı Avrupa’da kurulup programlarına ara vermeden hizmet eden ilk " MEHTER TAKIMI" olma özelliğini taşır. Kurulduğu günden bu yana profesyonel olarak çalışma ve programlarını aksatmadan devam ettiren " Fatih Mehteran Takımı" Avrupa’nın aranılan ekibi olmuştur.
1998 yılından itibaren birçok konser vermiş olup, Yoğun Almanya dışı ve içi konser teklifleri alan Mehteranımız, milli gün ve gecelerin yanı sıra uluslararası organizasyonlarda da yer alıp Tarihi Mehter Takımını en iyi şekilde temsil etmiştir. Bugüne kadarda çeşitli Türk ,yabancı televizyon kanallarına ve gazetelerine haber konusu olmuş ve olmaya da devam etmektedir.
Topluluğumuz, bünyesindeki üç katlı mehteri ile Almaya içinde birçok şehirde ve Almanya dışında Danimarka, Hollanda, Belçika, Fransa, İsviçre ve Avusturya gibi ülkelerde Birçok kez konser vermiştir. Bu konserlerde, üzerine düşen tarihi, kültürel ve sanatsal görevin sorumluluğu içinde hem klasik mehter repertuarını icra etmiş, hem de yeniliklere açık olarak programlar yapmıştır.
Fatih Mehter Takımı'nın uyum ve entegrasyon çalışmaları noktasında Avrupa genelindeki kültür ve sanat etkinliklerinde de büyük katkısı olmuştur.


AVRUPA'DA MEHTER'İN KURULUŞ AMACI





Uyum içerisinde yaşamakta olduğumuz Avrupa’da, kültürümüzü de muhafaza ederek, Müslüman Türk Milletinin tarihten gelen kültür zenginliğini, Avrupa insanına en iyi şekilde sunmak hedefimizdir.




Kurucusu: Bielefeld ve çevresi Türk kültür ve sosyal hizmetler cemiyeti - Mevlana Cami-i (Ülkü Ocağı) adına dönemin dernek Başkanı Erdoğan Aktaş tarafından kurdurulmuştur.



MEHTER TAKIMI İKİ BÖLÜMDEN OLUŞUR



Mehter takımının yürüyüş nizamında merasime iştirak şöyledir: Önde çorbacı başı (Emir-i Âlem) unvanını taşıyan ve başında "üsküf" bulunan mehteran bölüğü komutanı, onun arkasında sol tarafında zırhlı muhafızı ile birlikte yeşil sancak, ortada istiklal alameti olan ak sancak, sağ başta ise zırhlı muhafız ile birlikte kırmızı sancak bulunur. Sancakların arkasında ise üçerli koldan üç sıra halinde dizilmiş dokuz tuğ gelir. Sağ taraftan kırmızı sancağın arkasında, yeniçerilerin taşıdığı hücum tuğu yer alır. Tuğlardan sonra ortada mehterbaşı bulunur. Mehterbaşından sonra ise mehterin iki katı adedince çevgenler (okuyucular), zurnazenler, boruzenler, nakkarezenler, zilzenler ve davulzenler gelmekte. En arkada ise at sırtında taşınan kös bulunmakta.
Mehter takımı katlardan oluşur. 3 katlı, 5 katlı, 7 katlı, 9 katlı 11 katlı ve 13 katlı diye adlandırılır. En küçüğü 3 katlı, en büyüğü 13 katlı olarak kurulmuştur. Mehter takımında katlı demek her sazdan o katlı nispetinde Enstrüman <saz> bulunması demektir. Yani 5 katlı Mehter takımında, 5 zurna, 5 boru, 5 nakkare, 5 zilve, 5 davul var demektir. Buna göre 10 çevgen (diğer sazların iki misli) bulunur. 13 katlı Mehter yalnızca Padişaha aittir.



MEHTER DİZİLİŞ VE YÜRÜYÜŞÜ



Mehter takımının kendine has bir yürüyüş şekli vardır.
Yürüyüşlere daima Besmele ve sağ ayakla başlanır. Yürüyüş yapılırken her üç adımda atışta sağa ve sola dönülerek yürünür. Bu Mehter takımının sağa ve sola RAHİMALLAH - KERİMALLAH manasına gelen selamlama yürüyüşüdür. Yoksa bazı çevrelerin ifade ettiği gibi iki ileri bir geri şeklinde değildir.



KONSER DÜZENİ



İlk kurulduğu yıllarda çember biçiminde dizilen mehter, sonraları yarım daire (hilâl) biçiminde dizilmeye başladılar. Mehteran, daire şeklinde nevbet nizamını teşkil ederler, nakkare zenleri oturup diğerlerinin ayakta durmasıyla da hilal görünümü verir. Kösler hilalin orta ilerisine konulur. İçoğlanı Başçavuşu, mehter faslı başlamadan önce daireden çıkarak ortaya gelir ve: "Vaktı-i Süruru sefa Mehterbaşı Ağa! Hey! Hey! " diye bağırır. Bu sırada hazır bulunanların dikkatlerini çekmek için nakkarelerle sofyan usulünde üç tempo atılırdı. Nakkareler çalarken de Mehterbaşı ağa mehterin önüne gelir: "Merhaba Ey Mehteran!" der ve sağ elini göğsüne koyarak mehteri selamlar.
Mehteran da hep beraber sağ ellerini göğüsleri üzerine koyarak koro halinde "Merhaba, Mehterbaşı Ağa!" diyerek karşılık verirler. Daha sonra mehterbaşı ağa: "Hasduuuur" diyerek çalınacak makamın ve eserin adını söyler (mesela "Der fasl-ı Acem aşiran, cihadı-ı ekber marş!" derdi) hemen arkasından "Haydi.. Ya Allah !" diyerek mehteri icraya geçirir. Nevbet bitince mehter gülbankı (duası) okunur ve fasl sona erer...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://super.team-talk.net

MEHTER TARİHİ

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
NECATİGMA = KOLBASTI GENÇLİK :: KARMA KARIŞIK :: OSMANLI DÖNEMİ :: Osmanlı M. Marşları -
Yeni bir forum kurmak | Müzik | Pop, Çeşitler | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar